🛡️ Osmanlı Arması’nın Ortaya Çıkışı
- Tarihî Arka Plan: 19. yüzyılda Avrupa devletleri, kendi millî armalarına ve sembollerine büyük önem veriyorlardı. Osmanlı İmparatorluğu da bu dönemde hem Avrupa ile diplomatik ilişkilerinde sembolik bir eksikliği gidermek hem de modern devlet görünümü kazanmak için bir armaya ihtiyaç duydu.
- Söylenti (ve büyük ihtimalle gerçek): 1867’de Sultan Abdülaziz’in İngiltere ziyareti sırasında, İngiliz Kraliçesi Victoria’nın önerisiyle ya da onun himayesinde bir arma tasarımcısı tarafından arma hazırlanması fikri ortaya atıldı. Bu bağlamda, Kraliyet tasarımcıları ya da Avrupalı sanatkârlarca bir arma önerildiği ve bu önerinin Osmanlı tarafından benimsendiği yönünde bilgiler vardır. Ancak bu ilk arma taslak düzeyinde kalmıştır.
- Resmî kabul: Bugün bildiğimiz arma tasarımı, Sultan II. Abdülhamid döneminde (1882) kabul edilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Bu arma, hem Batı’daki diplomatik törenlerde kullanılmak üzere hem de Osmanlı kimliğini simgesel olarak temsil etmek için hazırlanmıştır.
🧿 Semboller, Tılsımlar ve Kutsiyet Algısı
Osmanlı arması birçok simge içerir ve bu simgelerin bir kısmı halk arasında zamanla tılsımlı, kudsî ve sırlarla dolu olarak yorumlanmıştır:
Ortadaki Güneş ve Tuğra:
- Güneş motifi, padişahın “devletin merkezinde” olduğunu ve “nura” (ilahi aydınlığa) sahipliğini simgeler.
- Ortada II. Abdülhamid’in tuğrası yer alır.
- Güneşin etrafındaki ışınlar, Osmanlı egemenliğinin “doğudan batıya” yayıldığını ima eder.
Kılıçlar, Yay, Topuz ve Mızrak:
- Osmanlı’nın askerî gücünü ve fetih ruhunu simgeler. Bazı halk anlatılarında bu silahların “görünmeyen âleme karşı birer tılsım” taşıdığı, özellikle zülkarneynvari bir koruma işlevi gördüğü düşünülmüştür.
Terazi:
- Adaleti ve şeriat düzenini simgeler. “Mizan”, aynı zamanda kıyamet günü tartılacak amelleri de çağrıştırdığı için kutsal bir anlam da yüklenir.
Kuran ve Asa:
- Bazı versiyonlarında Kur’an veya levhalar görülür. Bu öğeler Osmanlı’nın İslam hilafetini temsil ettiğini gösterir.
- Asa ise peygamberlik mirası ve hikmet ile ilişkilendirilmiştir.
Sancak ve Bayraklar:
- Kırmızı zeminli Türk bayrağı ve yeşil zeminli hilafet sancağı birlikte yer alır.
- Bu birlikte kullanım, hem Türk kimliği hem İslam ümmetinin liderliği anlamında çift otoriteyi sembolize eder.
Çeşitli Nişanlar:
- Armanın altında çeşitli madalya ve nişanlar bulunur. Bunlar, Osmanlı’nın hem kendi tebasına hem de yabancı elçilere verdiği onur nişanlarını simgeler. Bu nişanlar, “devletin kudretinin ve lütfunun” somut göstergeleridir.
📜 Halk Arasında Yaygın İnançlar ve Kutsiyet Algısı
Bazı çevrelerde Osmanlı arması:
- “Koruyucu bir tılsım” gibi duvarlara, devlet dairelerine, hatta evlerin girişlerine asılmıştır.
- Armanın her bir sembolünde bir sır, bir dua, bir gizli mana olduğuna inanılmıştır.
- Özellikle güneş ve tuğra çevresindeki motiflerin “okunması zor ama koruyucu etkileri olan” semboller taşıdığına dair ezoterik yorumlar geliştirilmiştir.
Sonuç:
Bu arma hem Batı’nın diplomatik taleplerine karşılık olarak hem de iç kamuoyuna karşı güçlü bir devlet kimliği imajı yaratmak amacıyla hazırlanmıştır. Ancak zaman içinde halk arasında bu simgelere dini, tılsımsal ve metafizik anlamlar da yüklenmiştir.
Edit: Osmanlı arması, 19. yüzyılın ikinci yarısında Batı’nın diplomatik protokolüne uyum sağlama amacıyla tasarlanmıştır. Bu süreçte, İngiltere Kraliçesi Victoria’nın görevlendirdiği İngiliz arma tasarımcısı Charles George Young, 1867 yılında bir arma tasarlamış ve bu tasarım Sultan Abdülmecid’e sunulmuştur . Ancak bu arma, resmi olarak kabul edilmemiştir.
Daha sonra, Sultan II. Abdülhamid döneminde, 17 Nisan 1882 tarihinde, Osmanlı arması resmi olarak kabul edilmiştir . Bu arma, önceki İngiliz tasarımının geliştirilmiş bir versiyonu olabilir. Ancak, bu dönemde armanın tasarımını kimin yaptığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklar, İtalyan mimar Raimondo D’Aronco‘nun adını geçirse de, onun armanın tasarımında doğrudan bir rolü olduğuna dair somut bir kanıt bulunmamaktadır .
Yorum gönder