ERIC HOFFER BAĞLAMINDA KİTLE HAREKETLERİ VE AKP
“Hatırlanması gereken en önemli şey, kitlesel harekete katılan bireyin kendi benliğinden vazgeçtiğidir. Kendi sorumluluğunu terk eder; kendini feda eder; kimliğini eritir ve yerine bir aidiyet alır.” Eric Hoffer
Kitle Hareketlerinin Temel Temaları
- Kişisel Tatminsizlik ve Umutsuzluk
- Kitle hareketlerine katılan bireylerin çoğu, kendi hayatlarından tatmin olmayan, dışlanmış ya da başarısız hisseden kişilerdir.
- Kendi bireysel başarısızlıklarını, kitlesel bir davaya katılarak aşmaya çalışırlar.
- Kimlikten Kaçış ve Kendiliğin Terk Edilmesi
- Kitle hareketi, bireye kendi benliğinden kaçma fırsatı sunar.
- “Ben” yerine “biz” geçer; sorumluluk duygusu azalır, çünkü artık kişi kendini daha büyük bir gücün parçası olarak görür.
- Mutlak İnanç ve Fanatizm
- Kitle hareketleri, şüpheye ve sorgulamaya yer bırakmaz.
- Birey, kendini tümüyle bir ideolojiye teslim eder. Alternatif görüşlere karşı yoğun bir tahammülsüzlük oluşur.
- Düşman Yaratımı ve Öteki
- Kitle hareketleri, bir “dış düşman” ya da “hain iç unsur” yaratmadan yaşayamaz.
- Öteki’nin varlığı, hareketin bütünleşmesini ve enerjisini korumasını sağlar.
- Gelecek Üzerinden Kutsallık İnşası
- Hoffer’a göre bu hareketler, geçmişten ziyade geleceğe dair kutsal bir ideal sunarlar.
- “Yeni bir toplum”, “gerçek adalet”, “yeni bir insan tipi” gibi kavramlar etrafında bir ütopya yaratılır.
- Eylem ve Hareketin Kutsanması
- Sorgulamadan ziyade, harekete geçmek, eylemde bulunmak önemlidir.
- Kitleler için düşünmek değil, bir şey “yapıyor olmak” tatmin edicidir.
- Kurban Mitolojisi ve Kahramanlık
- Birey, kendini “dava” uğruna feda etmeye hazırdır.
- Şehitlik, sadakat, adanmışlık gibi kavramlar hareketin içinde kutsallaşır.
- Dönüştürücü Lider Figürü
- Kitle hareketleri çoğunlukla bir “mesih”, “önder” ya da “kurtarıcı” figürü etrafında şekillenir.
- Bu lider, halkı geçmişin kirlerinden arındırıp geleceğe taşıma iddiasındadır.
- Düşünsel Basitleştirme (Dogmatizm)
- Karmaşık sosyal meseleler basit düşmanlara ve çözümlere indirgenir.
- “Biz iyiyiz, onlar kötü”; “tek çözüm şu fikirde” gibi dikotomiler hâkim olur.
- Toplumsal Hareketin Evreleri
- Hoffer, her kitle hareketinin bir inanç evresi, bir eylem/örgütlenme evresi, ardından da bir idare ve kurumsallaşma evresi yaşadığını öne sürer.
Eric Hoffer’in The True Believer (Kitle Hareketlerinin Doğası Üzerine Düşünceler) kitabında çizdiği çerçeve, AK Parti hareketini –özellikle de kuruluş yıllarından bugüne kadar olan dönüşümünü– anlamak için son derece elverişlidir. Hoffer’in temaları üzerinden AK Parti’yi adım adım yorumlaya çalışalım:
📌 1. Kişisel Tatminsizlik ve Umutsuzluk → AK Parti’nin yükselişi
- 2001’de kurulan AK Parti, Türkiye’deki sosyoekonomik olarak dışlanmış, muhafazakâr ve dindar kitlelere yeni bir temsil alanı sundu.
- Laik-seküler merkez tarafından dışlandığını düşünen kesimler, kendi seslerini bulduklarını hissetti.
- Hoffer’ın dediği gibi: “Kitle hareketleri, kendini dışlanmış hisseden insanlar için bir çıkış kapısıdır.”
📌 2. Kimlikten Kaçış ve Davaya Katılım → “Biz”in kutsanması
- AK Parti’nin ilk yıllarında özellikle “mağdurların iktidarı”, “sessiz çoğunluğun sesi” vurgusu vardı.
- Bu kimlik, bireysel sorunlardan çok daha büyük bir “kültürel savaş”ın parçası olunduğu duygusunu besledi.
- AK Parti destekçileri için artık mesele sadece bir siyasi tercih değil, kutsal bir kültürel ve ahlaki mücadeleydi.
📌 3. Mutlak İnanç ve Fanatizm → Erdoğan etrafında şekillenen sadakat
- Zamanla parti kimliği, lider kimliğiyle özdeşleşti. Eleştiri ve iç muhalefet bastırıldı.
- Lider sadakati, “dava” sadakati haline geldi.
- Hoffer’ın tarif ettiği gibi: “Gerçek bir inanan, şüpheyle değil, imanla beslenir.”
📌 4. Düşman Yaratımı → “Vesayetçiler”, “Gezi”, “FETÖ”, “dış güçler”
- AK Parti, ilk yıllarında “askeri vesayet”, sonrasında ise “Gezi provokatörleri”, “paralel yapı”, “terör destekçileri”, “dış mihraklar” gibi bir dizi düşman figürü yarattı.
- Hoffer’a göre bir kitle hareketi düşmansız yaşayamaz; çünkü düşman, iç dayanışmayı pekiştirir.
📌 5. Gelecek Üzerinden Kutsallık → “Yeni Türkiye”, “Yerli ve Milli” söylemi
- AK Parti, Türkiye’yi “eski vesayetçi sistemden” kurtarıp “yeni ve büyük Türkiye”ye taşıma iddiasıyla büyük bir gelecek vaadi sundu.
- Bu, Hoffer’ın söylediği gibi: “Gelecek vadedilen cennettir, şimdiye karşı bir panzehirdir.”
📌 6. Eylemin ve Sadakatin Yüceltilmesi → Parti örgütlenmesi, mitingler, davaya hizmet
- AK Parti’nin teşkilat yapısı, mahalle temsilcilerinden milletvekillerine kadar yüksek derecede disiplinli ve “dava şuuru” ile hareket eden bir yapı olarak inşa edildi.
- Sorgulamak yerine sadakat, entelektüel üretim yerine tekrarlayan retorik öne çıktı.
📌 7. Kurban ve Kahramanlık → Mağduriyet anlatısı ve Erdoğan figürü
- Erdoğan’ın siyasi geçmişi, hapis süreci ve mücadelesi etrafında kurulan “yiğit lider” ve “kurtarıcı” anlatısı, kitlesel kahramanlaştırma etkisi yarattı.
- Bu da Hoffer’ın anlattığı “liderin mitolojikleştirilmesi” süreciyle örtüşür.
📌 8. Dogmatizm ve Düşünsel Basitleştirme → İktidar eleştirisinin ‘hainlik’le özdeşleşmesi
- Zamanla eleştiri kültürü azaldı; eleştiren herkes “içeriden” değil, “karşı cepheden” olarak yaftalanmaya başlandı.
- Tıpkı Hoffer’ın tarif ettiği gibi: “Hareketin kutsal kitabı sorgulanamaz hale geldiğinde, düşünce yerine slogan geçer.”
📌 9. Kurumsallaşma ve Dönüşüm → Hareketten rejime geçiş
- Hoffer, her kitle hareketinin zamanla bir iktidar kurumu hâline geldiğini belirtir.
- AK Parti’de de “hareket” dili zamanla yerini idare ve sistemleşme diline bıraktı. Esnekliğin yerini merkeziyetçilik ve güç yoğunlaşması aldı.
🔚 Sonuç: Hoffer’ın aynasında AK Parti
Eric Hoffer’ın teorisine göre AK Parti,
- Başlangıçta kitlesel umut ve aidiyet duygusu yaratan bir hareket olarak doğmuş,
- Zamanla bu hareket, daha dogmatik, lider merkezli, sadakat temelli, ötekileştirici ve yönetim aygıtı haline dönüşmüştür.
Bu dönüşüm, Hoffer’ın her kitle hareketi için öngördüğü “üç aşamalı geçiş”e bire bir uyar:
İnananlar (idealistler) → Kavgacılar (örgütleyiciler) → Bürokratlar (idareciler)
Eric Hoffer’in çözümlemesi, kitle hareketlerini anlatırken aslında bir kitlesel histeri tablosu çiziyor. Üstelik bu histeri, sadece geçici bir coşku değil; kolektif bilinçaltının uzun vadeli dönüşümüdür.
Bunu biraz daha netleştirelim:
📌 Kitle Hareketi = Kitlesel Histeri
Hoffer’in çizdiği tabloya göre:
1. Gerçeklikten Kaçış → Histeri Zemini
- Birey, başarısızlığını, yetersizliğini ve çaresizliğini yüzleşerek değil, bir kolektif inanç sistemine sığınarak bastırır.
- Bu, gerçekliğin rafa kaldırılmasıdır. Artık dünya, siyah ve beyaz, biz ve onlar şeklinde algılanır.
2. Kolektif Trans Hali
- “Bir amaç için yaşıyoruz”, “düşmanlarımıza karşı savaşıyoruz”, “tarihi biz yazıyoruz” gibi söylemler, bireyleri duygu yoğun bir kolektif halüsinasyona sokar.
- Hoffer buna “bireyin kendini bırakması” diyor: Kendi kararlarını vermek yerine kalabalığın yönüne akmak.
3. Histerinin Belirtileri
- Aşırı duygusallık, ani öfke patlamaları, sloganlara körü körüne bağlılık, fiziksel olarak liderin gözyaşlarına eşlik etmek, düşmanı linç etmeye hazır olmak…
- Bunlar, bireysel değil, topluca yaşanan bir psikolojik taşma halidir.
4. Düşmanla Beslenme
- Histeri, sürekli “öteki”ne ihtiyaç duyar. Çünkü histeri, yalnızca dış tehditlerle rasyonalize edilebilir.
- Bu yüzden kitle hareketleri sık sık yeni düşmanlar üretir: bir gün FETÖ, ertesi gün dış güçler, sonra LGBT, sonra muhalefet…
5. Duygusal Bağımlılık ve Tek Seslilik
- Hoffer’ın “gerçek inananı” bir noktadan sonra sorgulama yetisini yitirir.
- “Ne hissedeceğini”, “ne düşüneceğini” ve hatta “ne seveceğini” kitle belirler. Kişi, duygusal olarak o kitlenin sağladığı güvenceye bağımlı hale gelir.
🎯 Sonuç: Kitle hareketi bir histerik aidiyet biçimidir
Ve bu nedenle de rasyonel çözüm önerilerine karşı bağışıklık geliştirir. Kitle histerisi, kendi yapay evreninde mantıklı olmayı sürdürebilir – ama o evrenin dışına çıkıldığında çözülür.
Yorum gönder