Şimdi yükleniyor

İstiklâl Marşı’nı Değiştirme Girişimi ve Necip Fazıl’ın “Büyük Doğu Marşı”

Cumhuriyet’in erken döneminde kültürel kimliğin yeniden inşası sürecinde, bazı çevreler İstiklâl Marşı’nın mevcut biçiminin yeni rejimin ideolojisini yeterince yansıtmadığı görüşündeydiler. Özellikle Mehmet Âkif Ersoy’un marşında yer alan dinî referanslar, laikleşme politikalarıyla çelişkili bulunmuştu. Bu çerçevede, marşın yeniden yazılması yönünde çeşitli girişimlerde bulunuldu.

Bu girişimlerden en dikkat çekici olanı, 10 Kasım 1937 tarihinde Ulus Gazetesi’nde duyurulan bir yarışmaydı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olan Ulus, Cumhuriyet’in 15. yılı vesilesiyle, “yeni rejime daha uygun” bir millî marş yazılması amacıyla yarışma düzenleneceğini ilan etti. İlanın detayları 14 Kasım 1937’de tekrar yayımlandı. Girişimin arkasında, hem ideolojik bir dönüşüm arzusu hem de yeni nesillerin “daha seküler ve modern” bir marşla özdeşleşmesi fikri yatıyordu.

Bu yarışma resmî bir devlet politikası olmaktan çok, rejim yanlısı bazı çevrelerin teşvikiyle medyada öne çıkarılmış bir fikirdi. Ancak bu fikrin Atatürk’ten doğrudan geldiğine dair elimizde bir belge ya da kesin bilgi bulunmamaktadır.

Dönemin en etkili kalemlerinden biri olan Falih Rıfkı Atay, bu süreçte Necip Fazıl Kısakürek’e yeni bir marş yazması için teklifte bulundu. Necip Fazıl, Mehmet Âkif’e duyduğu derin saygı nedeniyle bu teklife başlangıçta mesafeli yaklaştı. Ancak yarışmanın resmî olmaması ve yazacağı şiirde herhangi bir şahsın adının geçmeyeceği garantisiyle teklifi kabul etti.

Necip Fazıl bu süreçte yazdığı şiiri ilk olarak 29 Mart 1939 tarihinde Yedigün Mecmuası’nda “Türk Millî Marşı” adıyla yayımladı. Daha sonra, 8 Ekim 1943’te kendi dergisi Büyük Doğu’da “Büyük Doğu Marşı” adıyla tekrar yayımladı. Şiir, marş yarışmasından bağımsız bir şekilde yaşamını sürdürdü ve ileriki yıllarda Necip Fazıl’ın ideolojik mücadelesinin sembollerinden biri hâline geldi.

Yarışma, kamuoyundan beklenen ilgiyi görmedi. Dönemin diğer güçlü şairleri –Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı gibi isimler– yarışmaya katılmadılar. Bazıları Mehmet Âkif’e duydukları saygıdan, bazıları ise rejimin bu girişimini desteklemedikleri için sessiz kalmayı tercih ettiler. Böylece İstiklâl Marşı değiştirilmedi; Mehmet Âkif’in eseri, tüm tartışmalara rağmen varlığını korudu.

Aşağıda, Necip Fazıl Kısakürek’in bu bağlamda kaleme aldığı şiir yer almaktadır:


Büyük Doğu Marşı

Necip Fazıl Kısakürek

Tanrının, alnından öptüğü millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır, kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed.

Tanrının, alnından öptüğü millet!
Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü, altın nesli fatih Oğuz’un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun
Nur dolu elinden tut, kılavuzun!
Fethine çık, (doğru), (güzel), (sonsuz)un!

Yürü altın nesli fatih Oğuz’un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!
Şahid ol ey kılıç, kalem ve orak!
Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!

Edit:

İBDA-C’nin Doğuşu

Salih Mirzabeyoğlu (asıl adı Salih İzzet Erdiş), kendisini Necip Fazıl’ın fikir mirasçısı olarak tanıtmış ve “İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi”ni kurmuştur. Bu hareket, adını doğrudan Büyük Doğudan alır. İBDA-C’nin temel metinlerinde, Büyük Doğu Marşı gibi metinlere atıflar yer alır.

Mirzabeyoğlu, Necip Fazıl’ın kavramsal çerçevesini radikalize etmiş; Büyük Doğu düşüncesini, silahlı mücadele ve teokratik devrim çağrısına dönüştürmüştür. Bu nedenle Büyük Doğu Marşı, İBDA-C sempatizanlarınca hem sembolik hem doktriner bir marş olarak görülür.