ÖJENİ: BİLİM KILIFINDA IRKÇILIK VE TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
Öjeni: Bilim Kılıfında Irkçılık ve Türkiye’deki Yansımaları
Öjeni Nedir?
Öjeni (Eugenics), 19. yüzyılın sonlarında Francis Galton tarafından ortaya atılan ve insan ırkının biyolojik olarak “iyileştirilmesini” hedefleyen bir ideolojidir. Bu görüş, “istenmeyen” genetik özelliklere sahip bireylerin toplumdan ayıklanmasını, “üstün” özelliklere sahip bireylerin ise çoğalmasının teşvik edilmesini savunur. Pozitif öjeni, “nitelikli” bireylerin üremesini desteklerken; negatif öjeni, suçlu, akıl hastası, engelli ya da “aşağı” ırklardan bireylerin üremesini engellemeye yöneliktir.
- yüzyılın başlarında bu fikirler, sadece Almanya’da değil, Amerika ve Avrupa’da da yaygın destek bulmuştur. Örneğin, ABD’de binlerce insan kısırlaştırılmış, evlilikleri yasaklanmış veya kurumlara kapatılmıştır. Nazi Almanyası’nda ise bu politikalar soykırıma kadar varmıştır.
Türkiye’de Öjeni ve Antropoloji Merakı
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, milliyetçi-modernist bir bakış açısıyla öjeni ve antropolojiye özel bir ilgi gösterilmiştir. Yeni ulusun kimliğini tanımlamak, tarihsel ve biyolojik bir “Türklük” inşa etmek bu sürecin merkezindeydi.
1930’lu yıllarda Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorisi gibi ideolojik projelerle eş zamanlı olarak, insanların kafatası ölçülmeye, antropolojik haritalar çıkarılmaya başlandı. Bu süreçte 64.000 kişinin kafatası, boyu, kilosu ölçüldü. Çalışma, 1936 yılında Afet İnan’ın öncülüğünde başlatıldı ve tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde yürütüldü. Bu ölçümler, Galton ve Lombroso gibi Batılı düşünürlerin kullandığı yöntem ve aletlerle, suçlu tespiti amacıyla bile yapılmıştı. Kullanılan cihazların bir kısmı Almanya’daki doğum kliniklerinden temin edilmişti.
Antropometrik ölçüm cihazı örneği
Bu çerçevede, 2.000’e yakın mezar açıldı, iskeletler çıkarıldı ve incelendi. Bu çalışmalarda Mimar Sinan’ın mezarı da açıldı, ancak çıkartılan kafatası daha sonra kayboldu. Mezardan alınan kemiklerin “Türklüğünü” kanıtlamaya çalışan söylemler de dönemin ideolojik iklimini yansıtır.
Reşit Galip ve Irk Merakı
Dönemin Milli Eğitim Bakanı ve Türk Ocakları’nın aktif bir ismi olan Reşit Galip, Türk ırkının üstünlüğünü savunan açıklamalarıyla öne çıktı. Bir konuşmasında şunları söyledi:
“Türk milleti 7.000 yıldır medeniyet yapan bir ırktır. Onun kanı temizdir. Bazı milletler sanıldığı gibi Türklerle akraba değildir. Kafatasları da farklıdır.”
Bu tür ifadeler, sadece öjenik bir vizyonun değil, aynı zamanda başka halkları aşağılayan negatif öjeni anlayışının da izlerini taşımaktadır. Reşit Galip’in ifadeleri, özellikle Kürtler, Ermeniler ve Yahudiler gibi farklı etnik grupları ötekileştiren söylemleriyle dikkat çeker.
Ölçümlerin Siyasi Amacı ve Orta Asya
Antropolojik veriler, “Türk tipi” diye bir tanım oluşturmaya çalışmak amacıyla kullanıldı. Hedef, Anadolu’daki halkın, özellikle Müslüman-Türk nüfusun “Orta Asya” kökenli olduğunu bilimsel görünüm altında kanıtlamaktı. Ancak Orta Asya’dan elde edilen verilerle Anadolu’daki ölçümlerin tam olarak örtüşmediği, hatta bu uyuşmazlığın görmezden gelinip verilerin yorumlanmasında seçici davranıldığı iddia edilmektedir.
Liderlerin Rolü
Bu projeler, doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’ün bilgisi ve yönlendirmesiyle hayata geçirildi. Antropolojik araştırmaları Atatürk desteklemiş; Afet İnan’a bu konuda çalışma yapmasını önermiştir. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün de bu projeye destek verdiği bilinmektedir. Ancak ne Atatürk’ün ne de İnönü’nün kafatası ölçümlerine doğrudan katıldığına dair kesin bir belge bulunmamaktadır.
Bugüne Yansımaları
Bu dönemin öjenik ve antropolojik projeleri, bugün hâlâ tartışılmaktadır. Resmî ideolojinin temellerinde yatan biyolojik milliyetçilik, yalnızca kültürel değil, fizyolojik farklara da dayalı bir ulus inşasına yönelmiştir. Bu yaklaşımın etkileri, bugün hâlâ süregelen ırkçılık, etnik kimlik tartışmaları ve devletin resmi vatandaşlık tanımında hissedilmektedir. Bilimin ideolojiyle harmanlandığı bu dönem, geriye sadece açılan mezarlar, kayıp kafatasları ve ayrımcı söylemler değil; aynı zamanda bilimsel etik açısından utanç verici bir miras da bırakmıştır.
Yorum gönder